Cherreads

Chapter 2 - bölüm 2

Bölüm II – Konağın Perdeleri

Konağın ağır kapıları gıcırdayarak açıldı.

Dayv önden içeri girdi; Artir adımlarını sessiz ama dikkatli attı.

Koridor boyunca ağır tütsü kokusu yayılmıştı — pahalı şarap, parfüm ve gizlenmeye çalışan günahın kokusu.

Dayv kapıyı itti, büyük salonun kapısı ardına kadar açıldı.

İçeriden kahkahalar ve buharlı bir kadeh sesi yükseldi.

Vali, iki genç kadınla birlikte ipek yastıkların arasında oturuyordu.

Üstü çıplaktı, göğsündeki mücevher kolye ışığın altında parlıyordu.

Komutanları görünce bir an dondu — sonra gülümsemeye çalıştı.

Dayv alayla başını eğdi.

> Dayv: "Görüyor musun Artir? Komutanlığı bırakıp vali olsaydık, şu rahatlığa biz de ererdik."

Artir ifadesizdi, ama gözlerinde derin bir tiksinti belirdi.

> Artir: "Rahatlık… bazen çürümenin diğer adıdır."

Vali kızları kenara itti, üstünü alelacele örttü.

> Vali: "Komutanlar…! Ne sürpriz. Keşke haber verseydiniz, sizi uygun bir vakitte ağırlardım."

> Dayv: "Uygun vakitteymişiz işte. Şarabın bitmeden, günahın taze olduğu saatlerde."

Valinin yüzü gerildi, gülümsemesi sahte bir incelikle devam etti.

> Vali: "Nezaketsizliğiniz için teşekkür ederim.

Peki, bu ani ziyaretin sebebi nedir? Doğu İmparatorluğu'nun gururlu komutanları, bir liman şehrine kadar ne için gelir?"

Artir bir adım öne çıktı.

> Artir: "Sebebimizi biliyorsun. Büyü taşları."

Valinin yüzündeki kaslar seğirdi.

> Vali: "Taşlar mı? Hah! Sadece ticaret. Halkın geçimi, imparatorluğun refahı."

Dayv araya girdi, sesi buz gibiydi.

> Dayv: "Refah mı? Dün kuzey rıhtımında otuz üç kaçak mal bulundu.

Üçü imparatorluğun damgasını taşıyordu.

Satıcılarsa batıdan gelen paralı askerlerdi. Onları kim içeri soktu sanıyorsun?"

Vali yerinde doğruldu.

> Vali: "Benim şehrimden her gün onlarca gemi geçiyor! Her şeyi kontrol etmem mümkün değil!"

Artir sessizce masaya yaklaştı, parmaklarını ipekle kaplı tahtaya vurdu.

> Artir: "Kontrol etmen gerekmiyor.

Ama bilmen gerekiyor.

Çünkü bu taşlar düşmanın eline geçtiğinde, savaş büyüyle kazanılır.

Ve o zaman senin sarayındaki duvarlar da kül olur."

> Vali: "Tehdit mi bu?"

> Dayv: "Yorumuna kalmış."

Kısa bir sessizlik oldu.

Tütsü kokusu ağırlaştı, havadaki gerilim keskinleşti.

Vali gözlerini kısmış, sinirini bastırmaya çalışıyordu.

> Vali: "Komutanlar… Ben sizin gibi asker değilim. Şehri yönetmek kolay değildir.

Eğer burada işler farklı yürüyorsa, bu… halkın çıkarı içindir."

Dayv kahkaha attı.

> Dayv: "Halkın çıkarı mı? Hangi halkın?

Gemilerden indirilen taşlar için boğazı kesilen kölelerin mi?

Yoksa senin yatak odandaki kadınların mı?"

Vali masaya yumruğunu vurdu.

> Vali: "Yeter!"

O anda Artir'ın sesi onu susturdu — sakin, ama yargı gibi bir tonla:

> Artir: "İmparator'un bir sözü vardı, Vali."

Vali kaşlarını çattı.

> Vali: "Ne sözüymüş bu?"

> Artir: "Eliniz boş gelmeyin.

Ya taşları satanların kafasıyla dönün…

ya da kendi kafanızla."

Söz odada yankılandı.

Vali'nin yüzü soldu.

Dayv sessizce kılıcının kabzasına dokundu, sonra geriye adım attı.

> Dayv: "İmparator merhametli olabilir. Ben değilim.

Bir hafta içinde raporu hazırla.

Yoksa seni değil, bu konağı yakarım."

İkisi de arkasına dönmeden kapıya yöneldi.

Vali nefes bile alamadan onları izledi.

Kapı kapanırken, Dayv'ın son sözü karanlıktan duyuldu:

> Dayv: "Bir daha bizi bekletme, Vali. Son gelişimiz olur."

Kapılar ağır bir gürültüyle kapandı.

---

Vali bir süre kımıldamadı.

Sonra derin bir nefes alıp pencereye yürüdü.

Dışarıda sis çökmüş, rıhtım karanlığa gömülmüştü.

Yanındaki muhafız korkuyla sordu:

> Muhafız: "Efendim… şimdi ne yapacağız?"

Vali soğuk bir tebessümle aşağıya baktı, Artir ve Dayv uzaklaşırken mırıldandı:

> Vali: "Ne zaman mı? Yakında.

Çok yakında... onları öldüreceğiz."

Tam o anda dışarıdan ince, tiz bir flüt sesi duyuldu.

Ses, rüzgârla birlikte konağın duvarlarına çarptı.

Hava karardı, gökyüzü paslı bir griye büründü.

Şehir nefesini tuttu.

Ve Liman Şehri, o gece ilk kez sessizliğin ağırlığını hissetti.

More Chapters