Sarayda geçen son üç haftanın ardından İngiltere artık sadece bir geçiş döneminde değil, aynı zamanda yeni bir güç yapılanmasının eşiğindeydi. William'ın —henüz altı yaşındaki bir çocuğun— aldığı kararlar, kurduğu ilişkiler ve sistem sayesinde elde ettiği başarılar hem içeride hem dışarıda büyük yankı uyandırmıştı. Fakat bunlar yalnızca başlangıçtı.
Bu bölüm, genç prensin ilk kez uluslararası diplomasi ile yüzleştiği, Avrupalı güç odaklarıyla karşı karşıya geldiği ve İngiltere'nin gelecekteki politik çehresine yön vereceği dönemin kapısını aralıyordu.
SARAYDA KAYNAYAN KAZAN
Lord Harrington'ın reformlara karşı çıkışı, Muhafız Alayı Komutanı Sir Douglas'ın açık desteği, saray ekonomistlerinin William'ın önerilerine giderek sıcak bakması… tüm bunlar sarayın koridorlarında görünmez bir savaş başlatmıştı.
William farkındaydı:İçeride kontrolü tamamen sağlayamazsan dış politikada yapacağın her adım boşa çıkar.
Bu yüzden bölümün başlangıcında olaylar şöyle başlar:
Sarayın dış bahçesinde, sisli bir Londra sabahı.William yanında Sir Douglas'la yürür.
"Komutan, saray içi hiziplerin hareketlerinde değişiklik var mı?" diye sorar William.
Sir Douglas başını sallar."Evet Majesteleri. Özellikle Harrington'ın çevresindeki grup daha aktif. Sık sık kapalı toplantılar yapıyorlar. Ayrıca Fransız elçisiyle iki kez görüştüğünü duyduk."
William'ın kaşları çatılır.Fransa mı?
Sistem hemen devreye girer:
**[UYARI]
Yabancı Aktör Etkisi: %17Potansiyel Yönlendirme Riski: ORTA**
"Komutan, Harrington'ın adımlarını izleyin. Ama şimdilik dokunmayın.""Emredersiniz, Majesteleri."
Artık William biliyordu: Harrington sadece bir iç rakip değil, dış güçler için de bir kanal hâline gelmişti.
AVRUPA'NIN GÖZÜ LONDRA'DA
Kral'ın sağlık durumunun bozulduğu haberi Avrupa başkentlerine çoktan yayılmıştı.
Prusya yeni kral adaylarını İngiltere üzerinde etki yaratmak için hazırlıyordu.
Rusya, boğazlar ve Karadeniz politikası sebebiyle İngiltere ile gelecekteki savaşları şimdiden hesaplıyordu.
Fransa ise devlet sistemini yeniden toparlarken İngiltere'nin zaaflarını değerlendirmeye çalışıyordu.
Tam bu dönemde saraya beklenmedik bir ziyaretci gelir:
Fransa'nın özel elçisi, Marquis d'Aubigny.
Sadece "ekonomik görüşme" bahanesiyle gelse de William biliyordu:Ekonomik görüşme falan değildi.Bu, "İngiltere'nin zayıf olup olmadığını test etme" ziyaretidir.
Kral hastalığı nedeniyle görüşmeye katılamaz.Bu yüzden Fransa elçisi, resmi olarak olmasa da gayriresmî olarak William ile görüşmek ister.
Saray konseyi panikler.
"Majesteleri, siz henüz çok gençsiniz, böyle bir diplomatik görüşmeye katılmanız uygun olmayabilir…" der Harrington.
William bir adım öne çıkar."İngiltere'nin geleceği için konuşmalıyım."
Salonda derin bir sessizlik olur.
Harrington'ın gözleri kısmış hâlde."Fransa gibi bir güçle masaya oturmak sıradan bir iş değildir Prensim."
William gülümser."Ben de sıradan biri değilim."
Bu cümle Harrington'ın yüzünü karartır.Douglas ve ekonomi danışmanları ise memnuniyetle başını sallar.
Kral'ın yanına gidilir, konu anlatılır.Kral kısa bir sessizlikten sonra söyler:
"Bırakın görüşsün. Zaten yakında… onun zamanı gelecek."
Harrington'ın gözleri bir anlığına nefretle parlar.William bunu fark eder ama belli etmez.
GÖRÜŞME
Görüşme özel bir salonda yapılır. Elçi Marquis d'Aubigny, ince bıyıkları, uzun ceketleri ve kibirli Fransız aristokrat duruşuyla salona girer.
William'ın karşısında eğilir."Majesteleri, sizi görmek büyük bir onur."
İçinden "Altı yaşındaki bir çocuğa mı saygı gösteriyorsun? Yoksa gücüme mi?" diye düşünür William.
Görüşme başlar.
Marquis konuşmayı dolandırır:
İngiltere'nin reformlarını över.
Kralın sağlık durumunu sorar—ama çok dolaylı şekilde.
Avrupa'daki ticaret yollarının geleceğinden bahseder.
William her cümleyi dikkatle dinler.
Sonra elçi asıl sorusunu sorar:"İngiltere'nin gelecekte kıta siyasetindeki duruşu ne olacak? Fransa ile dost bir ilişki mi, yoksa rekabet mi düşünüyorsunuz?"
Bu bir tuzaktır.Harrington'ın daha önce hazırladığı raporlarda "Fransa ile yakınlaşma" bulunuyordu.William bu tuzağa düşmez.
Yanağına hafif bir tebessüm yerleştirir."İngiltere'nin önceliği İngiltere'dir. Dostluğa kapımız açık ama baskıya değil."
Elçi göz kırpar."Baskı mı? Biz asla—"
William sözünü keser; yaşına göre inanılmaz bir kararlılıkla:"Fransa, kıtanın dengesinde önemli bir güç. Ama İngiltere'yi yönlendirmek için saray içindeki bazı kişilere bel bağlaması yanlış olur."
Elçi irkilir.İlk kez maskesi düşer.
"Majesteleri… ne demek istiyorsunuz?"
William yavaşça yanıtlar:"Beni anladınız."
Bu cümle elçiyi susturur.Görüşme kısa süre sonra nezaket içinde biter, ama d'Aubigny'nin yüzü sararmıştır.
GÖRÜŞMENİN SONUÇLARI
Elçi saraydan ayrılır ayrılmaz sistem devreye girer:
[SİSTEM BİLDİRİMİ]
Diplomasi +340 EXPManipülasyon Analizi +120 EXPPsikolojik Baskı +210 EXP
Ve yeni bir yetenek açılır:
[YETENEK AÇILDI: Diplomatik Soğukkanlılık]
Her 24 saatte bir, karşı tarafın niyetini %20 daha net analiz etme.
Bu yetenek, ileride Avrupa'daki büyük güçlerle yapacağı görüşmelerde hayat kurtaracaktır.
HARRINGTON'IN YÜZÜNDEKİ MASKE DÜŞÜYOR
Görüşme sonrası danışma odasında Harrington adeta köpürmektedir.
"Siz… Fransa elçisine tehdit mi ettiniz? Bu skandal olur!"
Sir Douglas öne çıkar."Hayır Lord Harrington. Prens yalnızca İngiltere'nin bağımsızlığını vurguladı."
Harrington William'a döner."Majesteleri, diplomasi böyle yapılmaz! O elçi saraya karşı tutum değiştirirse bunun sorumlusu siz olacaksınız!"
William sessizce ona bakar."Lord Harrington… elçi sizi çok seviyor olmalı."
Harrington'ın yüzü bir anda donar."Ne… demek istiyorsunuz?"
William bir adım yaklaşır."Fransız elçisinin sizinle yaptığı özel görüşmeleri biliyorum."
Saraydaki herkes şok olur.Douglas'ın eli kılıcına gider.
Harrington kekelemeye başlar."O- o görüşmeler sadece bilgi alışverişi içindi."
"Sizin için öyle olabilir." der William."Ama Fransa için size yatırım yapmaktı."
Odanın içinde nefes bile alınmaz.
William sözünü bitirir:"Eğer İngiltere adına bir şey konuşacaksanız bunu benim bilgim olmadan yapmayacaksınız. Çünkü artık bu ülkenin geleceğinde ben de varım."
Bu söz, saray içi güç dengelerini alt üst eder.
Artık herkes bilir:Prens William sadece reformcu bir çocuk değil, gerçek bir liderdi.
KRALIN SON GECE KONUŞMASI
O akşam Kral, William'ı yanına çağırır.Yatağına yaslanmış hâlde, zorlukla nefes almaktadır.
"Bugünkü diplomatik görüşmenin yankıları bana ulaştı." der."Sen… benim beklediğimden bile öteye gidiyorsun."
William sessizce başını eğer.
Kral devam eder:"İngiltere… zor zamanlara girecek. Benden sonra saray bölünecek. Kimileri seni destekleyecek, kimileri yok etmeye çalışacak."
Elini William'ın omzuna koyar.
"Unutma: Güç sadece orduda değil, zihinlerde kazanılır."
Ardından derin bir nefes alır ve şu cümleyi kurar:
"Yakında, seni regent—naip—olarak atamayı düşünüyorum."
William yerinden donup kalır.
Bu… İngiltere'yi fiilen yönetmek demektir.
Sistem hemen devreye girer:
[ANA HEDEF GÜNCELLENDİ]
Kısa Vadeli Hedef: Naipliği Güvenceye AlOrta Vadeli Hedef: Mutlak Monarşiyi Reformize EtUzun Vadeli Hedef: İngiltere'yi Erken Sanayi Devriminin Ötesine Taşı
Bu hedefler artık resmi olarak belirlenmiştir.
BÖLÜMÜN SONU
Sarayda gece çökerken herkes kendi planlarını yapar:
William, ülkeyi ileri taşımak için.
Harrington, kendi gücünü korumak için.
Douglas, prensin yanında savaşmaya hazırdır.
Fransa, İngiltere'nin yeni liderini merakla bekler.
Ve kralın ölümüne giden geri sayım başlamıştır.
İngiltere'nin kaderi artık William'ın zekâsına, cesaretine ve geleceğin bilgisine bağlıdır.
