BİRKAÇ SENE ÖNCE
Bugün hava oldukça güzel.Acaba Albert ile dışarı mı çıksak?Zaten bugün işi olmadığını söylemişti.
"Lisa hazırlanmama yardım eder misin?" diye sordum kişisel hizmetçime.
Lisa gülümsedi "Tabii Leydim siz isteyin yeter!" dedi
Bugün güzel bir gün olacak hep olduğu gibi.Sadece umarım Deniz Sarayı'ndan bir anca ayrılıp Albert ile aynı sarayda kalırız.
Üzerimde gözlerim gibi mavi olan bir elbise vardı.Ve oldukça güzel görünüyordum.
"Leydim mükemmel görünüyorsunuz.'İmparatorluğun çiçeği' lakabını çok iyi taşıyorsunuz!" dedi.
"Yanılıyorsun,benden daha güzelleri var.Onlarda birer çiçek." dediğimde Lisa'nın iç çekişini duydum.
"Eğer sizden güzeli olsaydı majesteleri onlardan etkilenirdi.Leydim aynaya bakım ve güzelliğinize bakın peri gibisiniz!" dedi.
Aynaya tekrardan baktım dalgalı sarı saçlarım ve mavi gözlerim vardı.Hala aynı düşüncedeydim benden kat ve kat daha güzel kıymetli bir arkadaşım vardı.
...
Albert bahçede beklemem için haber göndermişti bende o yüzden beklemeye başladım.
Beklerken çiçeklere bakmaya başladım.Lisa ise bana romantik hikayeler anlatmakla meşguldü.
3 dakika sonra bir ses duydum.
"HAİLEY!"
Arkama döndüm.
"ALBERT" diyerek ona sarılmak için koştum.
Biliyorum bu biraz klişe fakat insan sevdiğini görünce bütün herşeyi unutuyor.
Birlikte bahçede yürürken ona merak ettiğim soruyu sordum.
"Neden sarayımın adı Deniz Sarayı?"
Yüzündeki gülümsemesi genişledi.
"Gözlerin bana denizi hatırlatıyor ve sana bir sır vereyim bu sarayın diğer adı Gökyüzü Sarayı ama sen denizi daha çok beğendin için genellikle deniz ismi kullanıyor."
"Öyle mi?Peki neden gökyüzü?" diye sordum.
Elini yanağıma koydu.
"Savaş alanı veya toplantılar fark etmezsizin gözlerin gökyüzüne benzediği için seni özlediğim zaman gökyüzüne bakıyorum."