Kim bana içeceğini fırlattı?
Ardından hepsine tek tek göz gezdirdim.
Hepsinin içeceği şimdiye kadar doluydu ta ki birinin boş bardağını görünce.
"Demek sen ha!" diye mırıldandım.
O an hatasının farkına varmış gibi durdu.
"P-prenses b-ben ö-özür d-dilerim." diye kekeledi.
Onun yüzünde morluk olacak şekilde sert bir şekilde tokat attım.
"Bunu yapmak istemiyordum biliyor musun?1-2 laf söyleyip buradan ayrılacaktım.Ama senin gibi aşağılıklar benim sabrımı sınadı.Bana maymun diyende sendin değil mi?İmparatorluk ailesine hakaretten senin o dilini kesebilecek bir yetkiye sahibim!Ama bunu unutma ben vicdanlı biriyim,sana tokat atmamdan dolayı üzülmemelisin sonuçta..." diyerek ona ilerledim.
Ve kulağına fısıldadım:
"Sonuçta senin o hiçbir şey ifade etmeyen ünvanını alıp seni sürgün ederim.Sana 2 gün veriyorum.2 gün içinde bir özür mektubu ve para yollayacaksın.Değerli elbisemi kirlettin,bunun kaç para olduğundan haberin var mı?Gerçi senin parana ihtiyacım bile yok."
Leydi,bana gözleri dolmuş bir şekilde baktı ben gitsem hemen ağlayacaktı.
Herkes bana bakıyordu.
Tokat atmamalıydım.
Tatlının parasını ödeyip hızlıca çıktım.
Bunu yapmamalıydım.Bu benim için bir şanstı Arlenaya verilen takma isim olan "Lanetli Prenses",onu bir şekilde bozöaya çalışacaktım.
Bunun yerine gidip tokat attım.
Neden sürekli hata yapıyorum.
Bugün buraya hiç gelmemeliydim.
Gidip kütüphanede araştırma yapmalıydım.
...
Saraya döndükten sonra duş yaptım ve uzun bir süre yatağımda uzandım ta ki yemek saatine kadar.
Birkaç hizmetçi gelip beni hazırlamaya başladı.
Bugünün tek güzel yanı o mor gözlü çocuktu.
"Prenses hazırsınız." dedi hizmetçi.
Aynadan kendime baktım.Uzun kızıl saçlar ve mavi gözler,kulaklarımda bugün aldığım altın küpeler vardı.Üstümde ise kırmızı bir elbise vardı.
Bugün yemekte ilk defa imparatoru görcektim.
"Duyduğama göre bugün bazı olaylar yaşanmış Arlena,neler oldu yine ne yaptın? " dedi imparator.
İnparatorun benim gibi kızıl saçları ve kahverengi gözleri vardı.
Yemek salonunda bile benim yaptıklarımı mı konuşuyoruz?
"Bir kere iyi şeyler duyalım Arlena,senden biz çok yorulduk" dedi imparotiçe.
Eva ise sessizce yemeğini yemekle meşguldü.
"Bugün başkente gidip mücevher aldım.Ondan sonra ise tatlı yemeğe karar verdim ve isimlerini bilmediğim leydiler-" dediğimde imparotiçe sözümü kesti.
"Daha leydilerin adını bile bilmiyorsun.Duydun mu Albert?Daha onların adlarını bilmiyor." dedi.
Yaa demek onların isimlerini bilmiyorum beni günah keçisi ilan ediyorsun.Seni kendini beğenmiş kadın.
"Majesteleri,onlar bana maymun dediler." dediğimde imparator şok içinde bana bakarken imparotiçe gülmemek için kendini tutuyordu.
"Ayrıca bana demediklerini bırakmadılar.Yüzüme içecek fırlattılar.Annemin olağanüstü benim ise maymun olduğumu söylediler.Bende tokat attım sonuçta imparotırluk ailesine hakaret etmişlerdi." dedim.
İmparator,annemden bahsettiğimde sakinleşti ve onun gözlerinde özlem mi vardı?İmparotiçe ise sinirli gözüküyordu,imparatora bakıyordu.
Skylar,imparatorun gözlerinde ki özlemi görmüştü.
İçim acıdı.Madem annemi daha çok seviyordun neden başka bir kadına umut verdin ?
Skylar,hızlıca masadan kalktı.Eva ise özürlerini sunup onun arkasından gitti.
İmparotor konuşmaya başladı:
"Kendi iyiliğin için seni Deniz Sarayına gönderiyorum.Çünkü daha fazla kalıp annenden bahsedersen bu hiç iyi olmayacak" dedi.
Demek annem onu bu kadar rahatsız ediyor ve bende onu rahatsız ediyorum.Neyse ne zaten bende onları görmek istemiyordum.
Sadece merak ediyorumda annem nasıl bir kadındı da onca yıl sonra bile imparotor onu özlüyordu.
"Siz nasıl isterseniz majesteleri" diyip masadan ayrıldım