Uzay boşluğu sessizdi. Ama sessizlik, Suko ve Fyora'nın varlığıyla parçalanmıştı. Işıklar ve karanlık birbirine karışıyor, yıldız kümeleri ve galaksiler onların güç dalgalarına göre titriyordu. Zaman, mekân ve nedensellik bu alanda işe yaramıyor; bir saniye bir yüzyıl kadar uzun, bir yüzyıl bir saniye kadar kısa olabiliyordu.
Suko, ellerini kaldırdı ve etrafındaki boşluk, onun iradesiyle dalgalandı. Fyora, 7 Ölümcül Günah'ın tüm enerjisini bedende toplamıştı; gözleri kırmızı bir alev gibi yanıyordu.
"Hazır mısın, Suko?" dedi Fyora, sesi boşluktan yankılanıyordu.
Suko gülümsedi, ama gülümsemesi uzay boşluğunda bir patlama gibi yayıldı. "Sen kimsin lan? Gücünle beni test edemezsin."
İlk hamle Fyora'dan geldi. Ruh saldırısı fırladı, bir saniyede Suko'nun bedenine çarptı. Ama Suko, 0.000000000000001 Tempk saniyede tepki verdi ve saldırıyı kendi gerçekliğinin dışına taşıdı. Saldırı boşlukta patladı, bir galaksiyi sildi.
Suko karşı hamle yapmadan Fyora tekrar saldırdı, katanasını çekti. Hız öyle büyüktü ki, ışık bile gecikme gösterdi. Suko tek bir dokunuşla katanayı büküp gerçeklikten sildi. Ama Fyora'nın 7 Ölümcül Günah'ı ölümsüzdü; yok edilen bedeni anında yeniden birleşti.
"Tek yumruğuma ölmedin," dedi Suko. Ama bir an durdu; hissettiği şey… bir sınır.
Fyora, bunu fark etmişti. "Sınır verdim sana," dedi sakin bir sesle. Suko'nun gücü bir anda azaldı; evrenin enerji dalgaları bile titredi.
İşte savaş böyle başladı. Her hareket, yıldızları yok ediyor, galaksileri yeniden oluşturuyordu. Bir yumruk… bir evreni yıpratıyor. Bir adım… bir multiverse çökmek üzereydi. Zamanda ve mekânda paralel patlamalar meydana geldi; her patlama, 1000 yıllık bir zaman dilimi gibi hissediliyordu.
Fyora, Ruh saldırısını bir kez daha gönderdi. Suko bunu 0.000000000000001 Tempk saniyede bükerek, saldırıyı galaksiler arası bir zincirleme patlamaya çevirdi. Patlama, bir zaman dilimini tamamen silip yerine yeni yıldız kümeleri yarattı.
Suko, iradesini tamamen açtı. Metafizik ötesi güçler devreye girdi. Boşlukta hareket ederken, her adımı yeni bir galaksi yaratıyor, her bakışı zaman çizgilerini yeniden yazıyordu. Fyora buna karşılık verdi; 7 Ölümcül Günah'ın enerjisi, bir omniverse'in tüm potansiyelini bir anda kullanıyor gibiydi.
Onlar birbirine saldırıyor, ama hiçbir şey yok olmuyordu; her şey anında yeniden şekilleniyordu. Bir darbe, 1000 yıllık bir boşluğu kapsıyor, bir başka darbe tüm zaman çizgilerini tersine çeviriyordu.
Suko bir adım attı ve evrenin temel kodlarını yeniden yazdı; Fyora anında geri tepki verdi, 7 Günah formunu genişleterek Suko'nun yaratıcı dokunuşunu yok etti. Boşluk patladı; bir ışık çığlığı duyuldu, ama sessizlik hâlâ hakimdi.
Savaş böyle devam etti; yıldızlar, karadelikler, ışık ve karanlık, enerji ve madde hepsi onların oyun alanına dönüştü. Bir yumruk atıyorlardı, ama bu yumruklar galaksileri, multiverse'leri yok ediyor ve yeniden yaratıyordu.
Fyora saldırırken Suko, mutlak güç kontrolünü kullanarak tüm evrenin enerjisini emdi. Ama Fyora gücünü çalıyor, Suko'nun her hareketini sınırlandırıyordu. İki güç, birbirine eşit, birbirini sürekli dengeleyen kozmik bir denklem gibiydi.
Bir noktada Suko, gerçekliği tamamen sıfırlayarak yeniden başlattı. Ama Fyora, 7 Günah'ın ölümsüz enerjisiyle anında geri geldi. Her yeniden doğuş, savaşın ritmini daha da hızlandırıyordu.
Zaman, mekân ve gerçeklik tamamen yok olmuştu. Ama onlar hâlâ savaşıyordu; bir bakış, bir nefes, bir düşünce bile galaksileri parçalayabiliyordu. Boşlukta hareketleri, ışığın ötesinde bir hızla, nano saniyelerden daha küçük ölçekte gerçekleşiyordu.
1000 yıl geçti. Ama onlar hâlâ savaşıyordu. Her yüzyıl, bir an gibi geçti; her saniye, bir ömür kadar uzadı. Suko ve Fyora, boşlukta birbirlerine saldırıyor, yok ediyor, yeniden yaratıyor, sürekli değişen bir evrende mücadele ediyorlardı.
Sonunda, ikisi de durdu. Güç dalgaları hâlâ etraflarında çarpışıyor, ama bedenleri yorgun değildi; çünkü fizik ve zaman onlar için geçerli değildi. Sadece boşluk, onlar için bir arenaydı.
Suko bakışlarını Fyora'ya çevirdi. "Hala sınır var, farkındayım."
Fyora gülümsedi. "Sana sınır verdim, ama 1000 yıl boyunca denedin; bunu kabul etmelisin."
Suko sessizce gülümsedi. Boşlukta, yıldızlar ve galaksiler onların iradesiyle hâlâ titreşiyordu. Savaş bitmemişti; ama artık birbirlerini anlamışlardı. Bu boşluk, onların kozmik düellosunun ebedi arenaydı.
