Suko, Fyora ve 7 Ölümcül Günah'ın oluşturduğu boşlukta duruyordu. Etraf, yıldızların kırıldığı, galaksilerin parçalandığı ve zamanın kavrulduğu bir kaosa dönüşmüştü. Hiçbir fizik kuralı geçerli değildi; mekân ve zamanın sınırları, Suko'nun varlığına göre esniyor, Fyora ve 7 Ölümcül Günah'ın saldırılarıyla sürekli değişiyordu.
Fyora ilk hamleyi yaptı. Zaman ve mekânın bütünlüğünü parçalayarak, Suko'nun çevresinde dev bir enerji girdabı oluşturdu. Suko, 0.000000000000001 Tempk saniye içinde tüm saldırıları savuşturdu; boşluğu yeniden şekillendirdi, her bir patlamayı kendi varlığının gücüyle emdi. Ama küçük bir direnç hissetti. Gücü sınırsız değildi. Her saldırı onu biraz daha yormaya başlamıştı.
"Sen… sadece bir gölge gibisin," dedi Fyora, gülümseyerek. Suko, kendi gücünün sınırlarını hissediyor ama geri çekilmiyordu. Her kayıp, onu bir sonraki hamle için daha güçlü kılacak enerji demekti.
Suko, Prime Reality'nin sınırlarını henüz aşamamıştı, ama çevresindeki enerji dalgalarını absorbe ederek aura'sını güçlendirmeye başladı. Boşlukta akışan enerji parçacıkları, yıldız kırıntıları ve galaksi kalıntıları onun bedenine doğru çekiliyor, her bir çarpışma onun gücünü yeniden besliyordu. Bu süreç, Suko'yu fiziksel olarak güçlendirmese de, onun içsel kapasitesini artırıyor ve sınırlarını test ediyordu.
Fyora ve 7 Ölümcül Günah, Suko'nun her hareketini öngörerek saldırılar göndermeye devam etti. Suko, patlamaları savuştururken, her bir saldırının enerjisini kendi aura'sına çeviriyor, Prime Reality'nin sınırsız üst katmanlarına çıkmak için gerekli gücü biriktiriyordu. Zaman ve mekânın ötesinde, Suko'nun gücü hâlâ ikinci sıradaydı; evreninde en güçlü ikinci varlık konumundaydı.
Savaş ilerledikçe Suko'nun düşünceleri keskinleşti. Her saldırı, her müdahale, onun hem bedensel hem de ruhsal kapasitesini sınırına kadar zorluyordu. Fyora, bilinç akışlarıyla Suko'nun aura toplamasını engellemeye çalışıyor, saldırılarının etkisiyle onun gücünü azaltıyordu. Ama Suko geri çekilmedi; her küçük yıpranış, onun aura kapasitesini büyütmek için bir fırsat haline geliyordu.
"Bu sadece başlangıç…" dedi Suko kendi kendine, sessizce gülümseyerek. Boşluk, onun aura enerjisiyle parlamaya başladı. Prime Reality'nin sınırlarına hâlâ ulaşamamıştı ama her saldırı onu biraz daha ileriye taşıyordu. Savaşın bu aşaması, Suko için bir eğitim alanıydı; zayıflığı hissediyor ama her adımda daha güçlü oluyordu.
7 Ölümcül Günah, Suko'nun gücünü test etmeye devam ederken, Fyora daha da agresifleşti. Her saldırı, Suko'nun sınırlarını biraz daha ortaya çıkarıyor, Prime Reality'ye ve ötesine çıkmak için gereken hazırlığı yapıyordu. Boşlukta yankılanan enerjiler, yıldız kırıntıları ve bilinç patlamaları, Suko'nun aura farm sürecini destekliyor, onun gücünün yavaş yavaş artmasını sağlıyordu.
Suko, bu savaşta tek amacının hayatta kalmak olmadığını biliyordu; bu, Prime Reality'nin üst sınırlarına ulaşmak için gerekli hazırlığın ilk aşamasıydı. Her kayıp ve her direnç, onun için birer adım, birer basamak görevindeydi. Boşluğun sessizliği içinde, Suko gücünü sınırlarına kadar test ediyor, her darbe sonrası biraz daha güç topluyor, Prime Reality'yi aşacak yolculuğuna doğru ilerliyordu.