Etrafta gerginliğin kokusu vardı. Delta Birliği'nin üç üyesi hızla büyük gemiye doğru ilerliyordu. İlerledikçe Alex siyah elektriği daha fazla görüyordu; sanki siyah renk bir şimşek onu çekiyormuş gibiydi.
MADISON: "Az kaldı. 30 saniyelik siber görünmezlik kalkanını açıyorum."
JAX:"Silahlar hazır."
ALEX:"Tamamdır... Görevimiz basit: İçeri gireceğiz, araştıracağız, çıkacağız."
JAX:"Evet anladık. Captain Reid ve General Vance söyledi zaten. Patronculuk oynamayı kes ve şu şeye odaklan."
ALEX:"Neye?"
JAX:"Şeye işte! Şu yıldırım şeyine."
ALEX:"O şeyin ismi Işık Taşı."
MADISON:"Birdenbire çok konuşmaya
başladınız! Lütfen göreve odaklanabilir misiniz?"
NEXTS
HECTOR: (Öksürerek) "Yardım... Yardım edin! Yaralı var!"
NOVA:"Hector, ışın şarjörlerim bitti!"
HECTOR:"Yakala!"
Savaş gittikçe şiddetleniyordu. Patlamaların etkisiyle karlar eriyor, etrafa saçılıyordu. Havada uçuşan mermiler gökyüzünü mavimsi beyazdan kıpkırmızıya çevirmişti. NEXTS ordusu çok büyük bir hızla tükeniyordu.
DELTA BİRLİĞİ
MADISON: İniş başarılı.
JAX:Görüyoruz Madison.
ALEX:Hızlı olmamız lazım.
Delta Birliği iner inmez etrafı araştırmaya koyuldu. Gemi çok büyüktü ve nereye gideceklerini bilmiyorlardı. Aniden Alex durdu; hisleri tetiklenmişti. Siyah renkteki elektrik akışını görüyordu ve onu bir yere doğru çekiyordu.
ALEX: "Buraya geldiğimizden beri hislerim beni bir yere doğru itiyor. Fakat... fakat bu biraz garip. Normalde mavi ve beyaz renkte elektrik görürdüm, bu ise siyah."
JAX:Siyah? Bu biraz garip oldu.
MADISON:Hislerin seni nereye
yönlendiriyor Alex? Çünkü şu anda bize doğru üç Juji askeri geliyor!
Üçlü, hemen Alex'i kendine çeken yere doğru ilerlediler. Sonunda büyük bir kapıya geldiler. Kapının önünde iki Juji askeri vardı. Onları etkisiz hale getireceklerken, bir mermi Madison'a doğru geldi. Alex, hızlı refleks gücü sayesinde milisaniye önce hissedip Madison'ı kurtardı. Ardından eliyle mavi-beyaz karışımı bir ışın topu yaparak askeri vurdu. Fakat bunu ilk kez yaptığı için biraz şaşkındı.
Ardından bölgeye doğru hızla Juji askerleri geldi. Alex kapıdan içeri girdi, diğerleri ise bölgeyi savunmaya başladı.
Nova, Hector'un fırlattığı şarjörü havada yakaladı. Tam tüfeğine takmak için siperden doğrulduğu o kritik anda, uzaktaki bir Juji keskin nişancısı mermiye yön verdi. Zaman yavaşlamış gibiydi.
Hector'un içini buz gibi bir korku kapladı. Düşünmeye bile fırsat bulamadan, içgüdüleriyle harekete geçti. Tüm gücüyle fırladı ve Nova'nın önüne atladı.
Nova'nın yarıda kalan çığlığı, keskin bir silah sesiyle boğuldu. Mermi Hector'un omzunun hemen altına saplandı. Şiddetli darbe ile sendeledi, gözleri faltaşı gibi açıldı. Yüzündeki şaşkın ifade, acıyla buluştu. Nova'ya son bir bakış attı, sonra dizlerinin üzerine çöktü ve yüzüstü karların içine yığıldı. Sıcak kanı, bembeyaz karı hızla kırmızıya boyadı.
